8 Haziran 2018 Cuma

Çadır İnceleme (Decathlon ve Diğer Çadırlar)

Çadır Seçerken Dikkat


Decathlon Aile Çadırı
Aile Boy 2 Odalı Çadır

İlk olarak genel yorum yapmak 
gerekirse Quechuo en iyi çadırlar listesine kesinlikle giremeyecek bir marka olmasına rağmen fiyat performans olarak parasını hak ettiğini düşünüyorum.
Bildiğiniz üzere promosyon/aktüel ürünler olarak verilen kamp çadırları veya diğer söylem şekli ile festival çadırları rüzgâra ve yağmura karşı hiç dayanıklılığı yok hatta rüzgâr ve yağmur görmese dahi aşırı güneşte iplerinin eridiği, çadırın yırtılmaya başladığını çok kez görmüş veya duymuşsunuzdur.
   Bu yüzden fiyat olarak çok pahalı olmayan ve çeşitlilik olarak da bir o kadar 
kendini geliştiren bir marka Quechua. En güzel yanı 119 TL den başlayıp çok daha yüksek fiyatlara kadar çıkabilmesi ve son olarak ürettiği en çok satılan 
çadırlardan Fresh & Black modeli ile piyasayı neredeyse eline almış durumda.
Yazının devamında ayrı ayrı yorumlarda bulunacak olsam da genel olarak söylenebilecek şeyler festival çadırı, Decathlon’un Quechua markası ve diğer fiyat bakımından daha pahalı çadırların hepsinin avantajları ve dezavantajları mevcut. Bu yüzden size en uygun çadırı seçmek en mantıklı harekettir.


Festival Çadırları Aktüel Ürün Çadırlar


 
Odam da Kamp
İlk kamp deneyimim (odamda)

Genel olarak ucuz çadır olarak adlandıracağımız bu çadırlar 50 TL’ye 2 kişilikten başlayarak 90-120 TL arasına 6-8 kişilik olan modellerine 
kadar her fiyat aralığında bulunuyor.
Bu çadırların genel özelliği tek tentelerinin bulunması ve ince kumaştan yapılması bu durumun kötü özelliği çabuk yırtılma, çubuklarının erken kırılması ve yağmuru hemen içine alması olsa da yalnızca yaz günleri sahile kamp atan sabah erkenden toplayan insanlar için ideal çünkü bu çadırlar katlanıp çantaya koyulduğunda inanılmaz hafif ve kurulumları da çok kolay



 -6 kişilik Kamp Çadırını 70-90 TL arası bir fiyata alarak ilk kampımı odamda atmıştım.-


Decathlon Quechua Kamp Çadırları



Decathlon çadırları maksimum kalitede çadırlar değildir. Çok daha kaliteli olan çadırlar olsa da piyasanın hakimi olması ve en çok çadır satan mağazası olma sebebi kesinlikle fiyat performans ürünlerinden kaynaklanmaktadır.

  • Çadır olarak Decathlon da;
  •  Bagajı olmayan Arpenaz Kamp Çadırı
  •  Bagajı olan Arpenaz + Kamp Çadırı
  • Güneş geçirmeyen Bagajsız Fresh & Black Kamp Çadırı
  • 2 Second Kamp Çadırı


  
Decatlon Ucuz Zamanları Arpenaz 2 kişilik
Bir Zamanlar Decatlon da Arpenaz 
Bagajı olmayan Arpenaz Kamp Çadırı bir önceki başlıkta bahsettiğimiz festival çadırlarına benziyor tek farkı daha kaliteli bir kumaştan yapılması, çift tenteli olması ve içine yağmur almaması. Bana sorarsanız kamp yapacağınıza emin ve bu olaya devam edecekseniz festival çadırı yerine bu çadırı almanız çok daha mantıklı ve daha uzun ömürlü olacaktır. Unutmayın ki 6 kişilik denen festival çadırına genel olarak 3 kişi girebiliyor üzerinde yazan cm ölçülerine dikkat edin. 


Bagajı olan kamp Arpenaz + kamp çadırı ise bu çadırdan ayıran tek özelliği bagajının bulunması şahsi fikrim olarak bir bagaja fiyat farkı verilir mi diye soracak olursanız 3 kişilik çadırda 2, 2 kişilik çadır da 1 kişi kalmıyorsanız bagaj gerçekten çok önemli bir bölüm.

  Kampçılığa devam edecekseniz bu işin hazzını almış 
iseniz zaten daha ekstrem koşullarda kamp yapmak isteyecek ve daha farklı modellere ilerleyeceksiniz ancak başlangıç olarak en uygun çadırlardan biri olduğunu düşünüyorum.
    Şimdilerde indirimde olan benim de kullandığım Arpenaz Fresh & Black Kamp çadırı, bu çadırın en büyük dezavantajı yine bagajının bulunmuyor olması. En büyük avantajı 
da adında olduğu gibi güneşi azaltan birçok çadır görsem de Fresh & Black modeli güneşi sıfıra uyandığımızda sabah olup olmadığını çadırı açıp dışarı bakmadan 
anlayamayacağımız boyuta indiriyor. Havalandırmasının az olduğunu düşünsem de kullanışlı bir çadır diyorum.
  Arpenaz 2 Second Çadırlar ise kurulumu gerçekten çok hızlı olan hatta kurup kaldırma yarışmaları hazırlattıkları bir çadır modeli. Bu çadırın kötü özelliği ise çantası yuvarlak büyük ve otostopla geziyorsanız taşımakta zorlanacağınız şekilde yapılmış. Ancak arabayla veya 
motosikletle kamp yapıyorsanız tavsiye edebileceğim bir model.

    Aile çadırları ise genel olarak büyük boy holü olan, iki odalı modelleri de bulunan kamp çadırları bu çadırları tabii ki otostop yaparak geziyorsanız taşıyamazsınız ancak keyfinize düşkün bir aile iseniz görünüm ve rahatlık olarak tavsiye edebilirim. Kurulumu birazcık karışık olsa da halledilemeyecek düzeyde değil.

Diğer Kamp Çadırları (Naturehike Husky)

 
Kaliteli Çadır Kırmızı Çadır
Husky Çadır
Diğer markalardan en çok bilinen 2 tanesi muhtemelen Husky kalitesiyle, Naturehike fiyatlarıyla kendini bir yerlerde göstermiştir.
   
    Husky profesyonel kamp yapanların en çok kullandığı çadır denilebilir diye düşünüyorum. Çok çeşitli çadırları ve çadırlarının çok kaliteli olması ile bilinen 
Husky dede fiyatı dışında olumsuz bir yorum yapamayacağım. Naturehike için ise tam aksine kalite olarak üst düzey olmasına rağmen fiyatları gayet makul. Şuan girip fiyatlarına baktığınız zaman ucuz diye bahsettiğin çadır 300-400 TL civarlarından başlıyor diyebilirsiniz ancak fiyat performans olarak en uygun olduğunu söylersem kalitesini anlayabilirsiniz diye düşünüyorum. Naturehike’nin ise en büyük sıkıntısı Türkiye’de satılmıyor olması ürünü Aliexpress gibi sitelerden temin edebilirsiniz. Küçük bir bilgi vermek gerekirse Naturehike Çin’de üretilen bir Kore malı olduğu söyleniyor. Çin malı diyerek geçmeyin. Çok güzel şeyler yine onlardan çıkabiliyor.

 Sonuç olarak kaliteli kalitesiz ayrımından önce çadır seçimi yaparken kendinize ilk sormanız gereken soru, “Size en uygun çadır da hangi özellikler olmalı ?” vereceğiniz cevaplara göre çadır almanız sadece yazın sahilde 5-6 kere kamp yapacaksanız Husky yerine festival çadırı almak en mantıklısı olacaktır.

Genel bilgiler kısmında sırada ki yazımız otostop hakkında olacak. Çok kısa süre içinde sizlerle…


7 Haziran 2018 Perşembe

Eskişehir Kamp Sazova Parkı


Eskişehir Tren Yolculuğu


Çanakkale kamp maceramızdan sonra sırada Eskişehir var. Her zaman otostopla gittiğimiz kamplara bu sefer bir değişiklik olsun dedik ve uzun zamandır tecrübe etmeyi istediğim tren yolculuğunda karar kıldık. Büyük bir heyecanla Basmane - Eskişehir tren biletlerimizi aldık. Ancak her yolculukta aksilikler olur tabi. Biz de yolculuğumuzun tuzu biberi diyeceğimiz aksilikler yaşadık. Maalesef benim yüzümden trenimizi son anda kaçırdık ve arkasında usulca gidişini izledik.

Tren Yolculuğu İzmir Eskişehir

Not: Yanınızda tahammülsüz bir arkadaşınız olunca zorluklarla baş etmek pek kolay olmuyor.

Tabii ki buradan geri dönmeyecektik. Treni Manisa 'da yakalayabileceğimizi düşündük. Bu yüzden otobüsle Manisa’ya gidip ardından taksiyle gara gittik ve trenden önce oradaydık. Tren yolculuğunun verdiği zevk bambaşka, o treni orda yakalamak ayrı bir mutluluktu bizim için.



Eskişehir'e geldikten sonra ilk nereye gideceğimiz ile ilgili bir plan yapmamıştık ancak karnımızdan gelen çığlıkların yol göstericiliğiyle en yakın yerde kahvaltı yapmaya karar verdik. Ne yazık ki çok erken gittiğimiz için birçok yer kapalıydı. Garsonlardan önce gittiğimiz kafeden ise geri döndürülerek yürümeye başladık. Eskişehir her ne kadar öğrenci şehri olsa da otostop kültürünün pek yaygın olmadığını tecrübe etmiş olduk.

Sazova Parkı



Sazova Parkı
Masal Şatosu
    Kahvaltımızı yaptıktan sonra ilk durağımız Sazova Parkı oldu. Burada öncelikle meşhur Masal Şatosunu ziyaret ettik. Cüzi bir ücretle girebileceğiniz şatonun içerisinde çocuklar için anlatılan masalların yanı sıra bir restoran ve bir hediyelik eşya dükkanı bulunuyor. Onun dışında ne yazık ki  gezebileceğiniz yer bir balkonla sınırlı.

    Masal Şatosundan sonra tabelaları takip ederek gittiğimiz Nuh'un gemisi bizim için tam bir hayal kırıklığıydı. Beş kişinin bile zor sığabileceği neden yapıldığını çözemediğimiz bir yapıydı bu yüzden fotoğrafını bile çekme duymadık.


   Orada yaşadığımız hayal kırıklığıyla adı Korsan Gemisi olan gemi buradan daha güzel olamaz diyerek vazgeçmek üzere iken Korsan Gemi'sini karşımızda bulduk

  Burası da çok büyük olmasa da kendine çeken bir tatlılığı ve renklendirdikleri kenarına yapay şelale koydukları küçük bir göleti vardı bu manzarada fotoğraflar çekinmek, kamarayı ve güverteyi gezip oradaki çanı çalmaktan zevk alacağınızı düşünüyorum.








Sazova Parkı
Sazova Parkı



   Daha sonrasında Hayvanat Bahçesi'ne doğru yürürken çocuklar için yapılmış bilim parkı ise gerçekten dikkatimizi çekti. Burada çocuklara basit fizik kurallarını interaktif olarak öğretmeyi amaçlayan parkta biz de çocuklar gibi eğlenmeyi ihmal etmedik  tabi ki.





Sazova Parkı

     Ve artık Hayvanat Bahçesi'ne geldiğimizde gerçekten çok yorgun olmamıza rağmen buradaki hayvanların sevimliliği karşısında tüm yorgunluğumuzu unuttuk ve gezmeye doyamadık. Yemyeşil ve kocaman bir alana yayılmış olan bu güzelliği gezerken daha önce bilmediğimiz birçok hayvanla biz de burada tanışmış olduk.

Sazova Parkı
Hayvanat Bahçe'sinin içerisinde bulunan Sualtı Dünya'sını ise kesinlikle görmeden geçmeyin derim. Kendinizi gerçekten balıklarla iç içe hissedeceğiniz bu yerde huzur buluyorsunuz. Zaten denize âşık biri olarak şahsen ben buradan hiç çıkmak istemesem de hava kararmadan önce kamp yeri bulmamız gerektiği için ayrılmak zorunda kaldık.




Eskişehir Kent Ormanı Çadır Kampı




   Sazova Parkından çıkmadan önce   son durağımız ise Bilim       Deney Merkezi oldu. Burası aslında birçok şehirde görebileceğiniz değişik deneylerin yapıldığı bir bina. Çalışanların üsluplarından pek hoşlanmasak da deneyleri yaparken gayet eğlendik. Özellikle çocuklu aileler için kesinlikle tavsiye edeceğim bu merkez birçok yer gibi 18.00 de kapanıyor. Bu yüzden burada da çok oyalanmadık. Burada asıl görmemiz gereken yerin Uzay Evi olduğunu öğrendik. Uzay Evi içerisinde belli seanslarda tam kubbe şeklindeki ekranda oldukça gerçekçi değişik sunumlar izleyebiliyorsunuz. Ancak biz ne yazık ki bu seansları kaçırdığımız için buraya giremedik.

Orman Çadır Kampı
Eskişehir Kent Ormanı
  Sazova parkından çıktıktan sonra Osmangazi Üniversite’sinin önünde bir süre otostop çektikten sonra sonunda kamp yapacağımız Kent ormanına geldik. Ormanda uygun bir kamp yeri bulduktan sonra eşyalarımızı çalıların arasına gizleyip alışverişe çıktık. Bu yüzden döndüğümüzde hava kararmıştı ve çadırlarımızı kurmakta hayli zorlandık. Ama sonrasında gece ağaçların dallarının sallanması ve bazı hayvanların sesleriyle gerçekten mükemmel bir uyku çektik. Bu benim ormanda yaptığım ilk kamp olduğundan ve biraz da Eskişehir kent ormanından inen yaban domuzlarını konu alan haberlerden dolayı belki başta birazcık korkmuş olabilirim. (Sevgili kızlar burada beni anlayacağınızı tahmin ediyorum ki zaten orada asıl sebep korkmak değil sadece naz yapmayı seviyoruz 😉) Erkek arkadaşım biraz çenemi çektikten sonra benim için mükemmel bir kamp deneyimi olduğunu söylemeliyim. Sabah çadırın kapısını açtığımızda ormanın verdiği huzurla uyanmanın hissi ise bambaşka bir şey.

Sırada ki durağımız ise Bursa, çok kısa süre içinde sizlerle olacak.



6 Haziran 2018 Çarşamba

Çanakkale Otostop Kampımız


Çanakkale Otostop Kampımız


En son yazımızda kaldığımız gibi Ayvalık tostumuzu yemiş ve otostopa koyulmuştuk. Bir petrol şirketinin bölge sorumlusu durunca Ayvalık’tan Çanakkale’ye kadar tek seferde gitmiş olduk. Çanakkale gezimiz de en büyük eksiğimiz en ufak bir araştırma yapmadık. “Nereye gitmeliyiz? Ne yapmalıyız?” diye düşünmedik. Bunun cezasını da sonrasında çok güzel çektik.


Çanakkale Elmalı şeker sahil
Çanakkale Kordon

Gittiğimiz ilk anda Çanakkale'nin sahiline gözlerimizi diktik ve karşıya geçmeden önce buranın da gezilmesi gerektiğine karar verdik. Her ne kadar İzmir’den geliyor olsak da Çanakkale Kordon da hatırı sayılır bir güzelliğe sahipmiş. Çanakkale'nin en güzel yanlarından bir tanesi fiyatı çünkü Tarihi Aynalı Çarşının içinde dahi fiyatlar normal dükkanlar ile hemen hemen aynı. Diğer güzel yanı ise tek yabancı hiçbir zaman sen değilsin. Ara sokaklarda yürürken bile marşlar söyleyerek gezen küçüklü büyüklü öğrenci kafilelerine dek gelebilirsiniz.
18 Mart Şehitler Belgeseli
Çimenlik Kalesi Belgesel
Biz de o öğrencileri kordon boyu takip ederken karşımıza bir gişe çıktı sonradan öğrendiğimize göre Çimenlik Kalesi ve Deniz Müze’sinin içine açılıyormuş. Sorduğumuzda müzenin bahçesini ücretsiz gezebileceğimizi söylediler bizde bakmak için girerken öğrenciye müzelerinde ücretsiz olduğunu öğrendik. Çimenlik Kalesine isabet eden toplar, izlettikleri belgeseller gerçekten güzeldi. Belki de orada 
anlatan askerlerin coşkusuyla her şey güzel geldi emin değilim. Oradan Deniz Müzesine geçtik burada farklı tarzda bir belgesel ile karşılaştık. Sanırım 3 boyutlu demek uygun olur, biraz çin malı bir üç boyutluluktu ama filmlerde görmektense orada izlemek çok daha güzeldi.



Çanakkale Eceabat Feribot İle Geçiş


Çanakkale Merkezden feribotla Kilit Bahir veya Eceabat’a geçiş yapabiliyorsunuz. Eceabat çok büyük ancak bizi Çanakkale kadar etkilemeyen bir yer ya da soğukta kamp yeri bulamamanın verdiği stres ile güzelliklerini görememiş de olabiliriz ama Çanakkale’den ayrıldıktan sonra Eceabat – Kilit Bahir arasında bir tane ve Kabatepe taraflarında bir tane kamp yerini üzülerek öğrendik. Normal şartlarda kamp alanlarında kamp kurmayı sevmesek de Çanakkale gibi her karış toprağı kanla sulanan bir şehirde “boş” toprak parçası bulmak imkânsıza yakın olduğu için birçok yerinde kamp yasak.

Biz bu bilgiye de sahip olmadığımız için kalacak yer bulamamamızın üzerine feribot seferlerinin sabaha kadar açık olduğunu öğrendik ve hiç inmeden git gel yaparak sıcacık ve gerçekten çok rahat koltuklarda geceyi geçirebileceğimizi düşündük.


Tekne turunda kahvaltı
O gece tanıdık ve sosyal medyada bizi gören birkaç dostumuz sayesinde geçtikten sonra ilk işimiz boğaz turuydu. Kordon da ilk gözümüze çarpan yazıydı boğaz turu ve okuduğumuzda haftanın her günü olduğu, hafta sonları ise kahvaltılı ve daha uzun bir tur yapıldığını öğrendik. Fiyatlarının da çok hesaplı olduğunu öğrenince hemen biletlerimizi aldık.

Turda çevremizde çok bir şey göremedik, broşürde yazan yerleri gören olmuş mudur? Emin değilim. Yalnızca Çanakkale Şehitler Abidesini tüm görkemiyle görmek bize fazlasıyla yetti. Belki uzun süre aç kalmamızın üzerine yediğimiz kahvaltıda bu tura doymamızın sebeplerinden birisi olabilir.


Not düşmek gerekirse aç olmanız ile ilgilenmeden sürekli fotoğraf çekinmek isteyen bir arkadaşınızı yanınıza getirdiğiniz de kahvaltınız yetişmeyebilir.

Çanakkale Truva Atı ve Ayrılış


Tekne turumuzdan döndükten sonra Çanakkale de meşhur olduğu söylenen peynir tatlısını yemeye karar verdik. Her yerde adı geçen bir mekanı kısa bir arayış sonucunda bulduk. Tatlı künefenin farklı yapılmış hali gibiydi ama her halükarda denemeye değer bir tatlıydı. Sürekli kuyruk olmasından dolayı sıcak ve taze olması tatlının en güzel özelliklerinden birisiydi. Oradan hızla başlarda aklımıza gelmeyen Truva Atına doğru yola koyulduk. Tahmin ettiğim ve fotoğraflarda gördüğümden çok daha büyük bir yapı hele ki o tarihlerde yapıldığını düşününce insanı bayağı şaşırtıyor. 

Oradan da ayrılıp Gelibolu’ya uğramayı düşünsek de Lâpseki’ye gittikten sonra orayı gezebilecek zamanımız olmadığını düşünüp Lâpseki’den Balıkesir Bandırma’ya geçiyoruz. 

Truva Atı İle İlgilenen Kadın
 Esnaflarının turist olarak görüp zorlamaları ve her tarafı tarih kokmasının tek dezavantajı olan kamp yapma alanının azlığı dışında mutlaka görülmesi gereken şehirlerden bir tanesi diyerek Çanakkale’ye burada veda ediyoruz.


Başka bir dipnot ise yemek yemeyi fotoğraf çekmekten de çok seven bir arkadaşınız ile gidiyorsanız gezdiğiniz yerler ile alakası bu seviyenin üzerine çıkmayabilir.
Bu tarz durumlarda en yakın kaynaktan İnternet veya yerli halka yönelerek bulunduğunuz şehrin meşhur yiyeceklerini sorun ve gezeceğiniz yerlerin arasına bu yiyecekleri ekleyin. Yoksa sonuç Truva Atı önünde halka tatlı ve mısırı karıştıran bir kadına kadar varabilir.

31 Mayıs 2018 Perşembe

Ayvalık Cunda Adası Kamp Gezisi


    Ayvalık ve Cunda



Cunda Sahil Mekan Tarihi Ege bölgesinde kamp ve gezi denildiği zaman akıllara ilk gelen yerler arasında mutlaka Cunda adası da bulunuyor. Peki, Cunda adası ve Cunda adası yakınları Ayvalık’ı öğrenmek, gitmeden önce ön bilgi sahibi olmak gerekli, biz de daha önce Ayvalık’tan geçmiş Ayvalık tostunu yemiş ama içlerine girememiş birisi olarak sizlerle beraber araştırmak istiyorum.

Öncelikle haritadan bakıp Ali Bey adası yazdığında ben şaşırmıştım. Bu cahillikte olan başka kimse olmadığını umsam da yazmakta fayda var. Ayvalık halkı da bu adayı Ali Bey adası olarak kullanıyor aynı zamanda adanın resmi adı da Ali Bey adası olarak geçiyor.

  Ayvalık’a ve Cunda’ya Gidiş Yolu



 Otostop ile ulaşımını sağlayan ve ilk kez otostop çekenlerin dahi bildiği gibi Ege bölgesinin hemen hemen her yerinde otostop çok kolay çekiliyor. Biz İzmir’den yola çıkarken şehir içi ile uğraşmamak için toplu taşıma ile Menemen'e gittik ve oradan ana yoldan otostop çekerek tek seferde Ayvalık’a ulaştık.

Ayvalık’a gitmeden önce İzmir’den ilk, İstanbul tarafından ise son durak olan Sarımsaklı Plajları görülmeye değer yerlerden, Sarımsaklı Plajına gitmeden geçilmesi gereken köy ise Küçükköy, öve öve bitirilemeyen bu köyün kendisi kadar insanları da tatlı. Köy evlerini görmeden sanat galerilerini geçmeden Sarımsaklı plajına geçmemenizi bu iki yere gitmeden de Ayvalık merkeze ve Cunda’ya geçmemenizi tavsiye ediyorum.

Şeytan Sofrası




Burada görülmesi gereken bir diğer yerde Sarımsaklı Plajı’nın kuzeyinde kalan Şeytan Sofrası, burada ki tepelerden deniz ve ilçenin manzarasını izleyebilir, büyük bir koyun serin sularına kendinizi bırakabilirsiniz.








 Ayvalık ve Cunda Adası


Ayvalık geceleri sessiz gündüz ise tatlı mı tatlı mı bir ilçemiz ve tostları hem ucuz hem de nefis oluyor. Burada küçük esnaflarla bol bol fotoğraflık ürün, hediyelik eşya bulabilirsiniz. Size tavsiyem gündüz burayı gezip, hava kararmadan Cunda’ya geçmeniz. Cunda Adasına ada diyoruz ancak geçiş köprü ile sağlanıyor ve bu köprünün özelliği ise Türkiye’de ki ilk boğaz köprüsü özelliğini taşıyor olması.



Geçiş yolu üzerinde Ayvalık'tan balık tutmaya gelmiş çokça kişi görebilirsiniz.


Adaya geçtiğimizde gece açık canlı müzikleri ve meyhaneleri görebilirsiniz. Denize nazır rakı ve balık yeme keyfini yaşamadan buradan da ayrılmamalısınız. Her zaman çadır kampını desteklesem de burada kaç gün kalacaksanız en az birinde hostel de kalmalısınız. Hostelleri eski binalardan oluşan turistlik yerler ve fiyatları bir adaya göre çok ucuz.

Adanın tüm çevresini otostop ve yürüyerek gezilemeyecek kadar büyük olduğu için tümünü görmek isteyenler araç kiralayabilirler. Araç dışında günlük 25 TL civarı bir ücrete adalar yemek ve yüzme süresi de verilen tekne turlarına katılabilirsiniz.

Biz burada uzun süre kalamadık ancak daha sonra gelmeyi çok istediğimiz yerlerden biri diyoruz ve Çanakkale’ye doğru yola çıkıyoruz.



29 Mayıs 2018 Salı

Kamp Yapmadan Önce


                 Kamptan Beklentileriniz


            Öncelikle neden kamp yapmak istiyorsunuz?
Amacınız konfor ise bu biraz zor gözüküyor. Kamp tarifsiz bir duygudur çünkü insanlar kamp yapmayı kendilerine göre yorumlarlar.

        Herkes farklı bir yönünü ele alır ve bu yüzden devam eder.


Otostop yollar
  • Kimi gezer, gezmek görmek için yapar,
  • Kimi huzur için,
  • Kimi bakir alanları keşfetmek,
  • Kimi şehirlerin kalabalığından kaçmak için,
  • Kimi teknolojiden uzaklaşmak için,
  • Kimisi temiz hava, dinginlik için…





Sizin kamp yaparken amacınız ne? Sorusunu düşünmeniz eğer buna cevabınız yok sadece denemek istiyorsanız da evinize en yakın kamp atılabilecek bir alanda kamp kurmanızı tavsiye ediyorum.
Çünkü kamp yapmaya başlayan insanların –kendi gördüğüm kadarıyla- ilk seferleri belirleyici oluyor. İlk kampınızdan önce deneme kampı yaparak eksiklerinizi tamamlamanız bundan sonra yola çıkmanız ilk seferinizde vazgeçip, mükemmel anları kaçırmanızı engelleyecektir.

Nasıl ve Ne Şartlarda Kamp Yapacaksınız?



Kamp yapmayı sevme sebebiniz gibi kamp çeşitleri de sizin zevklerinize göre çeşitleniyor.

Karda ateş kamp
Kışın kamp yapmak en aşırı şartlardan birisidir. Orta ve üstü kalitede alacağınız çadırların birçoğu yağmur geçirmez ancak kar yağarsa, çadırın üzerinde birikmemesi gerekir. Çadır ne kadar dayanıklı olursa olsun eğer kar birikirse nem oluşturacak ve su damlacıklar halinde çadırınıza girecektir.

Çadır kadar önemli diğer konu ise tulum kış şartlarına uygun olmayan bir tulum eğlencenizin felakete dönüşmesine sebep olabilir. Ancak ilkbaharın gelmesine yakın, havalar ısınmaya başlamışken karların arasında yapacağınız sucuk mangalın keyfi de tarif edilemez.

Malzemelerinizi yapacağınız kampa göre seçmeniz çok önemlidir. Örneğin daha pahalı diyerek alınan -25 Derecelik bir tulum ile yazın sıcaktan kendinizi haşat edebilirsiniz.
Yada otostopla sürekli yazın 2 kişi çıktığınız kampa 6 kişilik ve kışlık alacağınız bir çadır gereksiz ağırlıktan başka bir şey olmayacaktır.


Kamp Ulaşım Şekliniz ve Daha Sonrası 



Araba ile kamp piknik rahat Kamp malzemeleri seçerken bir diğer konu da nasıl gideceğiniz çünkü sırt çantanızla otostopla sürekli gezeceğiniz bir kampta minimum malzemeyle yola çıkmanız gerekirken, aracınızla yapacağınız bir kampta mangalınızı eksik etmemelisiniz. J

Aynı şekilde 3 second çadırlar bahsettikleri kadar kolay kurulup kaldırılmasına rağmen sırt çantasıyla gezenler için tam bir eziyet halini alıyor.

Unutmayın her şey sizin zevkinize ve sizin isteklerinize göre şekil alıyor. Tarihi tarihin içinden öğrenmekte, suyun altından öğrenmekte, huzuru dağlarda bulmakta, konserleri olan bir kamp alanında bulmakta sizin elinizde hatta şimdi yola çıkmakta sizin elinizde, bunu mutlaka değerlendirin.